Jacob, güçlü, zengin ve soylu bir devlet adamının oğludur.
Kendisinin 1 kardeş ve abisi de vardır. Babası katı ve sert biri ayrıca oldukça
disiplinlidir. Çocuklarını iyi eğitmek için her şey yapar. Jacob ise pek
becerikli biri değildir ayrıca kafası da hesap kitap işlerine pek basmaz.
Babası kendisinin eğitimini tamamladığını düşündüğü gün onu bir sınava tabi
tutar ve öğretmeninin de gözü önünde ona ünlü bir şairin şiirini okutmaya
çalışır ancak Jacob bunu beceremez. Ayrıca babası önceden kendisine o derece
baskın bir keman eğitimi verir ki Jacob bu işte de beceri sağlayamaz ve hatta
kemandan nefret etmeye başlar. Tüm bunlar üzerine babasının kendisiyle ilişkisi
bozulmuştur. Babası onunla tüm iletişimini keser ve onun eğitim yaşamını
bitirir. Ve daha sonra onu bir devlet dairesinde kağıt kopyacısı olarak bir
işte çalıştırır. Jacob çalıştığı bu işten para alamaz sadece çalıştığına
karşılık dışarda bir lokanta da yemek yer. Jacob’un kulağına bir gün hoş bir şarkı
sesi gelir. Bu ses komşu kızının söylediği şarkıdan gelmektedir. Bu şarkı sesi
kendisine keman çalma esini verir. Ve Jacob bu ses sayesinde hayatında ilk kez
kemandan zevk alır. Daha sonra kızla tanışır. Bu kız ayrıca çalıştığı yere
çörek satmak için her gün gelen kızdır. Kız çok güzel olmamakla birlikte Jacobu
yine de etkiler. Kız bir dükkancının kızıdır. Jacob kızdan söylediği şarkının
notalarını ister. Kız da onun babasının dükkanına gelmesini ister. Burada bir
oyun oynanmıştır. Jacobun kardeşleri ölmüştür. Ve miras varisi olarak tek kişi
Jacobtur. Babasının ölmesi durumunda tüm miras ona kalacaktır. Dükkancı bunun
farkındadır ve adamında kızı üzerindeki etkilemmeyi de görünce bunu kullanmak
ister. Jacob kızla beraber görülünce ve beceriksizliğiyle dalga konusu da
olunca tümüyle babasının evinden kovulur. Derken babasının işleri kötüye gider
ve önce inme sonra da ölüm beraberinde gelmiştir. Tüm miras Jacob’a kalmıştır.
Babasının danışmanlarından olduğunu iddia eden biri Jacob’a ulaşır ve onun
adına bir işletme kuracağını ve tüm işleri kendisinin halledeceğini söyler.
Jacob tüm mirası bu adama emanet etmiştir. Dükkancı ise kız her ne kadar
istekli olmasa da kızını onu ayartmaya teşvik eder. Derken Barbarayla olan
konuşmalarından birinde tüm parayı o danışmana verdiğini söyler. Ancak kız bu
adamın sahtekarın biri olduğunu duymuştur. Derken Jacob aldatıldığını ve
meteliksiz kaldığını öğrenir. Tüm parayı kaybettiğini öğrenen dükkancı ise
artık Jacob’u kızına yaklaştırmaz ve onu başka biriyle-bir kasapla – evlendirir.
Ve oralardan uzaklaşır. Jacob ise elde kalan tek şeyi olarak sokaklarda keman
çalarak para toplar ve hayatını bu şekilde devam ettirir. Öykünün başlangıcında
yazar kilise bayramına giderken kalabalıklar içerisinden bir çalgıcının tuhaf
davranışlarını görür---çalgıcı kalabalığın en yoğun anında kalabalıktan
uzaklaşır, latince konuşur--- merak eder ve onu takip eder ve onu biraz zorlar
kaldığı eve gider ve yukarda anlatılan hikayeyi kemancıdan dinler. Hikayesi
şöyle devam etmektedir. Barbara geri dönmüş onu bulmuştur. İki tane çocuğu
olmuş, büyüğünün ismini Jacob koymuştur. Oğluna keman dersi verdirmek
bahanesiyle onu evine alır. Ve bu böyle devam eder. Bunları öğrenen yazar
merakını da biraz yatıştırdıktan sonra ordan uzaklaşır. Derken bulundukları
semtte bir sel baskını olmuştur. Bu sel baskını sırasında başkalarını kurtarmak
isterken yaşlı adam Jacob ölmüştür. Sonraki günlerde tekrardan çalıgıcıyı
görmek isteyen yazar buna şahit olmuştur. Cenazisin arkasında Barbara kocası ve
çocukları da vardır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder