İNFANTA’NIN DOĞDUĞU
GÜN
İnfanta 12 yaşında sarayda lüks içerisinde yaşayan bir
prensestir. Doğum gününde kral babası onun için şölen verilir, eğlenceler
düzenlenir. Cambazlar gelir, tiyatro oyunları oynanır ve daha bir sürü şey
yapılır. Bir de saray dışından bir çocuk vardır ki bu öyle çirkindir ki babası
onu defeder. Onu saraya prensesi eğlendirmek için getirirler. Bu şölen
sırasında bu çocuk oraya gelir. Prenses ve arkadaşları onun gülünç yüzünden
kahkahalara boğulurlar. Bu çocuk ise olanları yanlış anlayıp kendisini çok
sevdiklerini zannederler. Şölen bittikten sonra prenses babasından bu çirkin
çocuğun tekrar getirilmesini ister. Çocuk sarayın içine gelir ve oradaki bütün
debdebeyi görür. İlk defa bir ayna görür, karşısına geçer. Başta karşısında
canavar gördüğünü zanneder, korkar. Ama sonra anlar ki gördüğü kendisidir ve
geriye kalan herkes kendisiyle dalga geçmek ve alay etmek için eğlenir. Ve
çocuk orada can verir.
BALIKÇI İLE RUHU
Yoksul bir balıkçının günün birinde ağlarına denizkızı
takılır. Onu yakalar. Denizkızı onu bırakmasını söyler ama adam her gün
kendisini çağırır da kendisi yanına gelir ve şarkı söylemek şartıyla onu
serbest bırakacağını söyler. Adam onun şarkı söylemesiyle balıkların
toplanacağını ve böylece daha fazla balık avlayabilme umuduyla bunu yapar.
Denizkızı da bunu kabul eder. Her gün gelir ve ona şarkı söyler. Balıkçı da
daha fazla balık avlar. Denizkızı o kadar güzeldir ki adam artık balık
avlamayla ilgilenmez, sadece kızla ilgilenir ve ona aşık olur en sonunda da
onunla evlenmek ister. Denizkızı ise bunu ancak kendisi ruhundan sıyrılırsa
yapabileceğini söyler. Adam da ruhundan kurtulmaya söz verir. Balıkçı ruhundan
kurtulmak için pek çok yere gider. Papaza gider, papaz bunun günah olduğunu
yaparsa deniz halkıyla beraber ilençleneceğini söyler. Başka yere gider ruhun
sahip olduğumuz en değerli olduğu şey söylenir. Tüccarlara gidip satmak ister.
Tüccarlar ise ruhun beş para etmediğini söyler. En sonunda büyücü bir kıza
gider. Büyücü kız eğer kendisiyle dans ederse ona bunun nasıl yapılacağını
göstereceğini söyler. Büyücüyle sözleşme yaptığı yere gider orada pek çok
büyücü görür. Büyücü kızla dans eder. Büyücü kız onu arzular, ona sırrı
vermekte isteksizdir. En sonunda balıkçı istavroz çıkarır ki bu hareketi bütün
büyücüleri korkutur kaçırır. Balıkçı büyücü kızın elinden zor tutar ve sırrı
söyletir. Adam deniz kenarına gelir ve ruhunu çıkarmak üzeredir. Ama ruhu
kendisini bırakmamasını hakkında yalvarır. Ama adam hiçbir sözü dinlemez.
Ruhunu çıkarır, onu kovar ve denizkızıyla birlikte deniz halkının arasına
karışır ve kendi ruhuyla senede bir burada görüşebilecekleri hakkında sözleşir.
Aradan bir sene geçer. Ruh sözleştikleri yere gelir. Onu çağırır, adam gelir ne
istediğini sorar. Ruh bu arada kendi âleminde gezmiş çok şey görmüştür ve
kendisinin artık çok bilge çok zeki olduğunu söyler. Eğer kendini tekrar kabul
ederse tüm bu bilgeliğe sahip olacağını söyler. Ama balıkçı bilgeliği
istemediğini aşkın mantıktan çok daha yüce olduğunu söyler, ruhun tüm
yalvarmalarına karşın onu oradan kovar. Aradan bir sene daha geçer ruh tekrar
gelir, adamı çağırır. Bu sefer ruh alemlerde tüm zenginlikleri görmüş altın,
yakut….. Bir kralı esir etmiş kral kendisine hazinesinin yarısını vermiş. Ruh
bunu kabul etmeyip kralın yüzüğünü almış ve dediğine göre kim bu yüzüğün sahibi
olursa tüm zenginliklerin sahibi olacaktır. Yüzüğün kendisine olduğunu eğer
kendisini kabul ederse onu yüzüğe götüreceğini söyler. Ama balıkçı aşkın tüm
zenginliklerden daha üstün olduğunu söyler ve onun yalvarmalarına karşın onu
yeniden oradan kovar. Aradan bir sene daha geçer. Ruh tekrar aynı yere gelir ve
bu sefer de uzak diyarların birinde çok güzel bir kız gördüğünü ve o kızın çok
güzel dans ettiğini söyler. Eğer ki kendisini kabul ederse onu oraya
götürebileceğini söyler. Balıkçı ise birden denizkızının ayakları olmadığını
anımsar. Gidip o kızı seyredip tekrar sevgilisine geri gelebileceğini düşünür.
Ruhu tekrar içine alır. Ve ruh onu nereye götürürse oraya gider. Ancak ruh ilk
seferde ona bir şey çaldırtır, sonra da ona birini dövdürtür, sonra da ona
birini öldürtür tüm parasını kaçırtır. Adam olanları anlamıştır. Ruhu
kötüleşmiş, yapılmaması gereken şeyleri yapmak da çekingenliği kalkmıştır. Ruh
da ona, kendisini defederken yüreğini vermediği için acıma duygusunun
kalmadığını söyler. Adam böylece sevgilisine geri dönmek ister. Ruhu ise
kendisini hiçbir şeyi umursamadan eğlencesine bakmasını için kışkırtır. Ancak
adam ruhuna rağmen deniz kıyısına gelir. Denizkızını çağırır ama denizkızı
gelmez. Çünkü ruhu kendisindedir, cadının büyüsü bozulmuş. Artık ruhu bedeninden
çıkamaz. Ama adam oradan ayrılmaz. Yıllar geçer. Günün birinde deniz taşır,
gürler ve onun ayaklarının önüne denizkızını fırlatır. Denizkızı ölmüştür. Adam
onun öldüğünü anlayınca kendisinin de yaşamasının anlamı olmadığını söyler.
Deniz onun üzerine çekilir ve onu da boğar. Rahip gelir ve denizkızı ve
balıkçıyı görünce onların lanetli olduğunu, kutsanamayacağını söyler ve
cesetlerini sapa bir yere gelişigüzel atıverirler.Yıllar geçtikten sonra günün
birinde Rahip vaaz verirken birden burnuna değişik çiçek kokuları gelir ve
vaazında da elde olmayarak hep aşkın üstünlüğünden bahseder. Vaaz bittikten
sonra adamlara o çiçeklerin nerden geldiğini sorar. Çicekler çırpıcıdan yani
denizkızı ve balıkçının ölülerinin olduğu yerden gelmiştir. Bunun üzerine rahip
duygulanmış, deniz kıyısına gelip deniz ve içindeki her şeyi kutsayıp,
hercanlının tanrının istencini hak ettiğini söyler.
YILDIZ ÇOCUĞU
İki oduncu soğuk bir kış günü ormandalarken gökten bir
yıldız düştüğünü zannederler. Biraz ilerlediklerinde bir pelerin görürler.
Pelerinin içinde bir bebek vardır. Odunculardan bir tanesi kendi çocuklarını
bile doyuramadıklarını o yüzden bebeği almamaları gerektiğini söylerken diğeri
bebeği alır, eve götürür. Çocuğu yetiştiriler. Bu bebek köydeki diğer herkesten
çok farklıdır. Çok güzel yüzlüğdür. Ve kendisi yıldızlaedan gelen çocuk olrark
gördüğü için aşırı bir özgüven sahibi ve köydeki diğer çocukara her istediğini
yaptırabilmektedir. Çocuk ayrıca bencil, narsist, ve canlılara zevk için acı
çektiren biridir. Günün birinde bu çocuk bir ağacın altında dilenci bir kadın
görür. Diğer çocukları da toplar kadının yanına gider ve onunla dalga geçmeye
başlar. Kadıon ise sadece çocuğunu aradığını söylemektedr. Yıldız çocuğun
omuzlarındaki işareti de görünce kendisinin oğlu olduğunu söyler. Ama çocuk
kendsiinin annesi olamayacak kadar çok pis ve zavallı olduğunu söyler. Ve
dilenci kadın oradan uzaklaşır. O gittikten sonra artık yıldız çocuk dışlanmaya
başlamıştır. Kimse onu sevmez, üstelik dış görünümü tamamen değişip çok çirkin
biri haline gelmiştir. Bunun üzerine çocuk pişmam olmuş, annesini bulmaya karar
vermiştir. Kente kente aç susuz ve yoksulluk içinde giderken en sonunda bir
kentte tutsak olarak alınır. Sahibi br büyücü falanca yerde bir altın akçesi
olduğunu ve onu kendisine getirmesini yoksa kendisini döveceğini söyler. Çocuk
ormana gider. Orada zor durumda bir tavşan görür ona yardım eder. Tavşan da
yardımı karşılığında yerini bildiği altını söyler ve çocuğa verir. Çocuk altını
alır sahibine götürmek üzere yola koyulur ki oarda karşsısına bir dilenci çıkar
aç ve susuz olduğunu söyler. Çocuk adama acır ve altını adama verir. Büyücü onu
iyice döver ve ikinci gün yine ormanda bir yerde değerli bir eşya olduğunu onu
alması gerektiğini yoksa kendisini zincire vurup işkence edeceğini söyler.
Çocuk ormana gider ve yine tavşancık ona yardım eder. Çocuk yine sahibine
yollanmak üzeredir ki yine aynı dilenci karşısına çıkar muhakkak paraua
ihtiyacı olduğunu söyler. Çocuk adama acır ve uyin ona verir. Sonra da zincire
vurulup işkenceye maruz kaır. Sonraki gün büyücü yine onu ormana yollar ve eğer
bu sefer de istediği şeyi getiremezse kendisini öldüreceğini söyler. Tavşan
yine ona yardım eder. Çocuk sahibine yolllanmştır ki dilenci adam yine
karşısına çıkar ve eğer onu kendisine vermezse öleceğini söyler. Bunun üzerine
çocuk adama verir. ŞEhirin kapılarından içri girecekken herkesin kendisine
saygı gösterip yerlere kadar eğildiğini görür ve şasırırı. Ve sonra görür ki
kendisi eski güzelliğine kavuşmutur. Dilenci kadını görür ve yanına gider ve
görürü ki bu kadın çok güzel bir kraliçe olmuştur, diğer dilenci adam da gelir
ve onun da heybetli bir kral olduğunu görür. Ve Çocuk oraya hükümdar olmuştur.
Oduncuları ödüllendirip, büyücüyü kovup adaletler yönetmiştir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder