BURUN
İvan Yakovleviç berberlik yapan bir adamdır. Evli olan bu
adamın karısı oldukça sert mizaçlı bir kadın ve ismi Praskovya Ospinovyadır.
Bunlar bir sabah kahvaltı yaparlarken somun ekmeklerinin arasında bir burun
görürler. Duruma şaşıran İvan ne yapacağını bilemez. Burnu evde bir yerde
saklamak ister ama sert mizaçlı karısı bunu pek kabul etmez. Bunun üzerine İvan
burnu bir peçeteye sarar ve bir yerlerde atmayı tasarlar. Dışarı bu amaçla
çıktığında etrafta pek çok insan kalabalığı görür, oysaki bu işi gizli yapmak
zorundadır. Bir keresinde onu yere mahsustan düşürüverir ancak yakınlardaki bir
polis memuru bunu fark eder ve adama bir şey düşürdüğünü ve hemen onu alması
gerektiğini söyler. Adam mecbur burnu tekrar alır. Derken İvan bir köprü üstüne
gelmiştir. Burnu köprüden aşağı atar. Ancak az hemen sonra polis memuru gelir
ve onun nehre bir şey atmış olduğunu söyler ve onu sorguya çeker. Kovalev
oldukça narsis kendini üstün gören ufacık pürüzleri büyük dert olarak gören bir
adamdır. Bu adam bir yerde şube müdür
yardımcısı olarak çalışmaktadır. Bu adam
bir sabah kalkar ve burnunun yerinde olmadığını görür ve burnunun yeri düzlük
olmuştur. Adam bunun üzerine telaşa kapılır. Polise gidip durumu anlatsa burnun
bunu fark edip kaçacağını ve eğer bulunamazsa asla geri gelmeyeceğini düşünür. Bunu kendisine kimin yaptığını düşünür. Aklına
gelen tek şey daha önceden kendisini kızıyla evlendirmek isteyen bir kadının
daha sonra vazgeçmek isteyişle böyle bir şeyi yaparak kendisini de vazgeçirmek
ve kabul etmemek için bahane uydurması olduğunu düşündür ve kadına bir mektup
yazdı. Ancak kadın ona ne zaman isterse kızıyla evlenebileceğine dair mektup
yazar. Böylece bunu yapanın bu kadın olmadığı anlaşılır. Adam böyle düşünceler
içindeyken yolda bir yerde burnunu Bir Danıştay üyesi kılığında görür. Onu
takip etmeye, ona yanaşmaya çalışır. Ancak burun, burunluğunu kabul etmez.
Belli ki bu burun onu aldatmaktadır. Adam gazeteye ilan vermeyi düşünmektedir.
Burnunu tanımlayacak onun kayıp olduğunu söyleyecektir. Onu görenler burnu
yakalayıp kendisine getirecektir. Ancak gazeteciler bunu kabul etmez.
Kendilerine başka canlılara dönüşmüş kayıp insanların çok geldiğini söyler.
Adam çaresiz kalmıştır. Ancak birden polis müdürü kendisinin yanına gelerek
bulduğu burnu kendisine gösterir. Köprüden burnun atılmış olduğunu, atananın da
hapiste olduğunu söyler. Adam buna sevinir. Burnunu yerine koymaya çalışır.
Ancak bir sorun vardır. Burun yerine oturmaz. Doktor çağırtır ancak doktur
burun yerine yerleştirilmezse daha iyi olur der. Adam buna sinirlenir. Gelecek
diğer sabah uyanır ve görür ki burnu tam yerine oturmuştur. Kovalev gelir onu
tıraş eder ancak tutacak bir burun bulamaz.
FAYTON
Adı bilinmeyen bir kasaba oldukça sıkıcı ve durgun bir
yerdir. Ancak bir süvari alayının oraya taşınmasıyla kasabanın havası çok
değişir. Her tarafta subay ve askerler bir şeyler yaparlar, bir eğlence
düzenlerler. Yine de bu kasabada da birkaç soylu vardır. Üstelikte bu soylular
kasabada düzenlenen eğlenceleri kaçırmazlar. Bir gün bu kasabaya gelen süvari
alayının komutanı general, oldukça büyük bir eğlence verir. Bu eğlenceye
kasabanın tüm soyluları katılır. Pitagoraviç çertokutski de bu soylulardan
biridir. Çertokutski generalle sohbet eder. Bu arada mesele arabalara gelir. Ve
general araba konusunda yoksun olduğunu söyler. Çertokutski ise kendisinin çok
güzel ve pek ferah ve oldukça para eden bir arabası olduğunu söyler ve onu
yarın kendi evine şölene davet eder. Adam da eğer subaylarını da çağırırsa geleceğini
söyler ve anlaşırlar. Ancak çertokutski generalin şöleninde o kadar içer ki eve
zar zor götürürler ve gittiğinde saat sabahın dördü olmuştur. Bu adamın da
oldukça genç ve güzel bir karısı vardır. Sonraki sabah karısı onu her ne kadar
uyandırmaya çalıştıysa da adam uyanamaz. Derken saat öğleden sonraya doğru
gelir. General ve subaylar onun evine gelir. Karısını o kadar adamın kendi
evine geldiğini görür ve kocasını uyandırır ve kocası onları şölene davet
ettiğini hatırlar ama uyanamadığı için hiçbir hazırlık yapmamış ,
yaptırmamıştır. Bunun üzerine telaşlanan adam hizmetçilerine ve adamlarına
onlara kendisinin evde olmadığını ve ancak yarın gelebileceğini söylemelerini
ister. Adam da her ihtimale karşın kendini en güvenli en zor bulunabileceğini
düşündüğü generale bahsettiği Faytonun içinde saklar. Adamlar gelir ve
hizmetçiler efendilerinin evde olmadığını söylemeleri üzerine, hem kendilerini
davet edip hem de geri çevirdikleri için kızarlar ama yine de en azından adamın
bahsettiği faytonu görmek ister. Hizmetçiler general ve subayları arabanın
yanına götürürler. Derken adamlar arabanın bahsedildiği gibi iyi olmadığını ve
söylenen değerde olmadığını düşünürler. Derken general Çertokutskiyi arabanın
içinde görür, kendilerine yalan atıldığını anlar ve oradan gider.
PALTO
Akakiy Akakiyeviç bir bakanlıkta yazıyı temize çeken bir
memur olarak çalışmaktadır.Kendisi oldukça pasif, hor görülen ve varla yok
arasında hayatını devam ettiren biridir. Parasal olarak da çalıştığı ancak
kendisine yetmektedir. Kendisi bir kiralık dairede kalmakta, daha doğrusu
kiralık oda da kalmaktadır. Bu adam işi sever, onu hiç aksatmaz evde dahi bu
işi yapar. Başka da bir sosyal hayatı da yoktur. Petersburg sokakları çok ayaz
olur. Adamın paltosu da çok eskidir, yıpranmıştır. Adam paltoyu tamir ettirmek
ister. Ancak terzi ne yapılırsa yapılsın paltonun tamir edilemeyeceğini ancak
yenisinin diktirilebileceğini söyler. Akakiy her ne kadar tamirde ısrarcı olsa
da bunu beceremez ve yenisini diktirmeye karar verir. Ancak terzi bu palto için
servet istemektedir. Akakiy biriktirdiği tüm parayı verse bile bunu
karşılamayacaktır derken işyerinden bir ikramiye alır ve palto parası çıkar. Terzi
her ne kadar paltoyu ipek ve diğer sağlam maddelerden yapacağını söylese de
paltoyu diğer malzemelerle yapar. Ona teslim eder. Palto onu bambaşka bir insan
yapmıştır. Ki zaten paltoyu görenlerin ona bakışı değişir. Adam birden
özgüvenli biri oluverir ve adam paltoyu gözü gibi korur, sakınır. Derken
işyerindekiler paltonun şerefine kendilerine bir çay ısmarlamasını söyler adam
bunu kabul etmez ama onun şube müdürü tüm çalışanları kendi evinde şölene davet
eder. Herkes orada toplanmıştır.Akakiy gitmek istemez ama onu ısrarla oraya
isterler ve o da gider ancak şölen henüz bitmemişken eve gitmek ister. Çıkar
gider derken yolda bir serseri grubuyla karşılaşırlar ve serseriler onun
paltosunu çalar. Olaylar gerçekleşirken karşıda bir polis memuru vardır akakiy
ona serzenişte bulunsa bile polis memuru hiçbir şey görmediğini söyler. Adam
komisere gideri komisere zar zor ulaşır. Komiser kendisini suçlar. O saatte
niye orada bulunduğu, uygunsuz yerlere gitme ve uygunsuz şeyler yapabiliyor
olasılığı olduğunu söyler böylece adam umudunu kaybeder. Derken adam tek çare
olarak büyük adama başvurmayı düşünür. Adam zar zor büyük adamın yanına gider
meşgul olmamasına ve arkadaşıyla sohbet etmesine rağmen meşgul olduğunu söyler
oraya gider. Ama büyük adam kendisine saygısızlık yapıldığını söyleyip onu çok
kötü azarlar ve onu eli boş gönderir. Adamın umutları tükenmiştir derken
hastalanıverir ilk defa olarak işe gitmez. En sonunda da ölüverir. Bunu duyan
büyük adamın vicdanı sızlamıştır birazcık. Bu olaydan sonra o yörelerde bir
hayaletin göründüğü ve paltolara el konulduğu hikayeleri duyulur derken bizim
büyük adam hayaleti görür çok korkar hayaletin Akakiy olduğunu görür. Akakiy
onun paltosunu alır ve artık hayalet hikayeleri azalmaktadır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder